15°C İstanbul
April 19, 2025
RİSK YÖNETİMİ, İNSAN PSİKOLOJİSİ VE İŞ HAYATINDAKİ DİNAMİKLER
Finans

RİSK YÖNETİMİ, İNSAN PSİKOLOJİSİ VE İŞ HAYATINDAKİ DİNAMİKLER

Ara 8, 2024

Risk yönetimi, bireylerin veya şirketlerin karşılaştığı belirsizlikleri yönetme ve bu belirsizliklerden doğabilecek zararları minimize etme çabasıdır. Özellikle iş hayatında, risk yönetimi sadece şirketi büyütmek değil, aynı zamanda şirketin sürdürülebilirliğini sağlamak ve uzun vadeli başarıyı garanti altına almak için uygulanır. Ancak bu sürecin bireysel ve kurumsal motivasyonlarla şekillenmesi, karar alma süreçlerini ve sonuçlarını doğrudan etkiler.

İnsanlar Şirketlerini Neden Yaşatmak İster?

Şirketlerin uzun ömürlü olma arzusu, yöneticilerin ve patronların farklı motivasyonlarından kaynaklanır:

  1. Fayda Sağlama İsteği: Şirket sahipleri, işlerini büyüterek daha fazla kişiye istihdam sağlamak, memleketlerine fayda sunmak ve topluma değer katmak isterler. Bu idealist motivasyon, bireylerin sosyal sorumluluk bilincinden doğar.
  2. Tanınma ve Başarı İsteği: Bazı yöneticiler, uzun vadeli başarılarının bir gün ödüllendirileceğine veya toplum tarafından takdir göreceklerine inanır. Bu, kişisel tatmin ve itibar kazanma arzusu ile ilişkilidir.
  3. Hırs ve Daha Fazla Kazanç: Özellikle genç yaşlarda, risk alma iştahı yüksek olan girişimciler için daha fazla büyümek, daha fazla kazanmak ve başarıyı sürekli kılmak güçlü bir motivasyon kaynağıdır. Ancak bu motivasyon, kontrolsüz risk alma davranışlarına yol açabilir.

Yaş ve Risk Algısındaki Değişim

Genç yaşlarda bireyler, hem deneyim eksikliği hem de yüksek enerji ve cesaret nedeniyle daha fazla risk alır. Ancak yaş ilerledikçe, bireyler risklere daha temkinli yaklaşmaya başlar. Bunun birkaç nedeni vardır:

  • Deneyim ve Öngörü: Yaşlandıkça bireyler, geçmiş deneyimlerinden ders çıkarır ve risklerin sonuçlarını daha iyi analiz edebilir.
  • Sorumluluk Artışı: Aile ve çalışanların geleceği gibi sorumluluklar, risk alma iştahını azaltır.
  • Servet Koruma İhtiyacı: Belirli bir servet seviyesine ulaşan bireyler, bu varlıklarını koruma eğilimine girerler.

Risk ve Hırsın Dengesi

Bir kişinin çalışmasının temel amacı genellikle günlük ihtiyaçlarını karşılamak, ailesine iyi bir yaşam sunmak ve yaşam kalitesini artırmaktır. Ancak insanlar, belirli bir gelir seviyesine ulaştıktan sonra, çoğu zaman bu temel amaçtan saparak daha fazla büyüme ve kazanma arzusuna kapılırlar.

Burada marjinal fayda teorisi devreye girer. Teoriye göre, bir mal veya hizmetin sağladığı fayda, tüketildikçe azalır. Aynı şekilde, belirli bir gelir seviyesine ulaştıktan sonra daha fazla kazanç elde etmek için alınan riskler, zamanla bireye daha az fayda sağlar ve hatta zarar verebilir.

Aşırı Hırs ve Risklerin Sonuçları

İş hayatında aşırı hırs, bireyleri ve şirketleri şu tehlikelere sürükleyebilir:

  • Kontrolsüz Risk Alma: Servet büyüdükçe, alınan risklerin etkisi geometrik olarak artar. Ancak risklerin doğru tahmin edilmesi ve yönetilmesi giderek zorlaşır.
  • Ani Değişimlere Hazırlıksızlık: Günümüz dünyasındaki hızlı değişimler, riskleri doğru tahmin etmeyi ve yönetmeyi daha da zorlaştırır.
  • Felaket Senaryoları: Örneğin, 100 birimlik bir serveti 1000 birime çıkarmak için alınan riskler, bazen bireyin tüm varlığını kaybetmesine neden olabilir.

Optimum Seviyeyi Bulmak

İnsanlar, belirli bir servet seviyesine ulaştıktan sonra şunu sorgulamalıdır:

  • Mevcut servetim, hem benim hem de ailemin tüm ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılıyor mu?
  • Daha fazla büyümek için alınacak risk, gerçekten buna değer mi?

Bu sorulara verilen cevaplar, bireyin veya şirket sahibinin risk alma iştahını doğru bir şekilde yönetmesine yardımcı olabilir. Esas sanat, sahip olunan servetle yetinmeyi öğrenmek ve gereksiz risklere girmemektir.

Sonuç: Aklın ve Hesabın Üstünlüğü

Büyük servetlerin en temel amacı, bireyin yaşamını sürdürebilmesi ve keyif alarak yaşamasıdır. Ancak, bu amaca ulaşmak için sürekli risk alarak varlıkları büyütme çabası, bir noktadan sonra akılsızlıkla eşdeğer hale gelir. Çünkü:

  • Her şeyin bir marjinal fayda seviyesi vardır.
  • Servetiniz, harcayabileceğiniz miktarla sınırlıdır. Fazlasını elde etme hırsı, çoğu zaman felakete yol açabilir.

Bu nedenle, bireyler ve şirketler, risk yönetiminde hırsın sınırlarını doğru belirlemeli ve alınacak risklerin kontrol edilebilir düzeyde kalmasını sağlamalıdır. Gerçek başarı, sahip olunan varlıkları koruyabilmek ve onları verimli bir şekilde kullanmaktan geçer.

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir