15°C İstanbul
April 16, 2025
GENÇLERDE ANKSIYETE, PANIK ATAK VE ADHD’NIN ARTIŞI: NEDENLERI VE ÇÖZÜMLER
Yaşam

GENÇLERDE ANKSIYETE, PANIK ATAK VE ADHD’NIN ARTIŞI: NEDENLERI VE ÇÖZÜMLER

Nis 10, 2025
Son yıllarda gençler arasında anksiyete, panik atak ve Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD) vakalarının giderek arttığı gözlemlenmektedir. Eskiden daha nadir duyulan bu rahatsızlıklar artık yaygın hale gelmiş ve pek çok genç bu sorunlarla mücadele etmektedir.
Tabii ki, bu durumların tanısını koymak ve tedavisini belirlemek uzman psikiyatristlerin işidir. Ancak bu artışın nedenlerini sorgulamak ve çözüm yolları üzerine düşünmek herkesin sorumluluğundadır. Gençlerle yapılan birebir görüşmelerde, çoğunun yaşadığı sıkıntıların temelinde travmatik deneyimler, toplumsal baskılar ve değişen yaşam koşulları olduğu görülmektedir.
Bu Artışın Nedenleri Nelerdir?

1.  Bireyselleşme ve Yalnızlaşma

1980’lerden itibaren tüketim toplumunun yaygınlaşmasıyla bireysellik anlayışı güçlenmiş, bu da insanları yalnızlaştırmıştır. “Herkes kendi mücadelesini tek başına vermeli” anlayışı, gençlerde yalnızlık hissini ve yetersizlik korkusunu artırmaktadır. İnsan ilişkileri daha az paylaşımcı, daha rekabetçi ve daha yüzeysel hale gelmiştir.

2.  Sosyal Medya ve Karşılaştırma Kültürü

  • Sosyal medyada sürekli olarak idealize edilmiş “mükemmel hayatlar” sergilenmektedir.
  • Gençler, kendilerini bu görüntülerle kıyaslayarak yetersizlik duygusu yaşamaktadır.
  • “Onda var, bende niye yok?” düşüncesi, özgüven eksikliğini ve anksiyeteyi körüklemektedir.

3.  Eğitim ve Kariyer Baskısı

  • Gençler sürekli başarılı olmaları gerektiği yönünde baskı hissetmektedir.
  • Ancak liyakat yerine torpilin öne çıktığı bir dünyada, başarı bile yeterli gelmeyebilir.
  • Gelecek kaygısı, umutsuzluk ve belirsizlik hissi panik atak ve anksiyete bozukluklarını tetikleyebilir.Dünyanın bugün geldıgı ekonomik ve sosyal durum  liderlerın politik stratejileri nedeniyle savaş ve göç insanları özellikle genclerı umutsuz hale sokmaktadır

4.  Teknoloji Kullanımı ve Uyku Düzeni

  • Cep telefonları ve ekran bağımlılığı, beynin sürekli uyarılmasına neden olur.
  • Mavi ışık ve düzensiz uyku, ADHD belirtilerini ve kaygı bozukluklarını artırabilir.

5. Ekonomik Koşullar ve Sağlıksız Yaşam Tarzı

  • Sağlıklı beslenme pahalı hale gelmiştir. Fast food ve işlenmiş gıdalar, beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek ruh sağlığını bozabilir.
  • Egzersiz eksikliği, stresle başa çıkmayı zorlaştırmaktadır.
  • Pandemi sonrası izolasyon süreci, sosyal kaygıyı ve depresyonu artırmıştır.

6.  Tanı Konulma Oranlarının Artışı

  • ADHD ve anksiyete hakkında farkındalık arttıkça, daha fazla kişi teşhis almaktadır.
  • Ancak özel kliniklerde tanı almak pahalıdır, devlet hastanelerinde ise gençler yeterli ilgiyi göremeyebilir.

7.  Biyopsikolojinin Önemi: Bedensel Faktörler Göz Ardı Edilmemeli

Biyopsikoloji, insan davranışlarının beyin, hormonlar ve genetik faktörler ile ilişkisini inceleyen bir bilim dalıdır. Bu bağlamda, kan testleri yapılmadan doğrudan ilaç tedavisi uygulanması doğru bir yaklaşım olmayabilir.
  • Tiroit hormonları, kan şekeri, insülin seviyeleri gibi biyolojik faktörler, anksiyete ve panik atakla benzer semptomlar gösterebilir.
  • Bu nedenle, psikolojik belirtiler gösteren bir bireyin öncelikle biyolojik bir sağlık taramasından geçirilmesi önemlidir.
Çözüm Önerileri

1.  İletişimi Güçlendirmek ve Sosyalleşmek

Yalnızlık hissinden kurtulmanın en etkili yolu insan ilişkilerini güçlendirmektir.
  • Doğum gününe gelen insan sayısını artırmaya çalış! Çünkü gerçek dostluklar, yalnızca özel günlerde değil, hayatın her anında önemlidir. Daha fazla dost kazan Bu zor degıl Cünki hepımızın buna ihtıyacı var Net working olarak genişle Daha fazla insana iyi gel  .Unutma ki  herkesın arayısı bu Cekingenligi bır kenara at .Hıc kımse senden üstün değil , sen kimseden üstün değilsin . Tek ve cıplak  DOĞDUK. Hepimizin nihai kaderi  aynı . İnsanlara ,sanki hep beraber bır laboratuvardaymış gibi bakarsak  eleştirmeyiz kötü düşünmeyiz  kıskanmayız  sadece gözlemleriz ve kendimize uygun kişiliklerle dostluk kurarız  . Diğerlerini ise oldukları gibi kabul ederiz . Çünkü herkesin bir doğuş tecellisi vardır . Dost ve arkadaş sayısı ne kadar çok olursa  hayatla  ve insanla ilgili deneyimlerimiz de o kadar anlam yüklü olur Bu anlayışla cogal her yaştan kücük bir topluluk yarat kendıne Sen de yanlız kalma !Onlarda senin ısıgından yararlansınlar .
  • İlk adımı sen at. Unutma, birçok genç iletişim konusunda çekingen olabilir. Onların da seninle benzer kaygılar yaşadığını düşün.
İnsan insana iyi gelir. Sosyal çevren genişledikçe özgüvenin artar ve yalnızlık hissin azalır.

2.  Günlük Tutmak ve Kendini Tanımak

  • Yazmak, düşüncelerini netleştirir ve farkında olmadığın sorunları keşfetmene yardımcı olur.
  • Günlük tutarak, bilinçaltındaki kaygıları ortaya çıkarabilir ve çözüm yolları geliştirebilirsin.

3.  En Etkili İlaç: Sevgi

Sevgi, en güçlü iyileştirici faktörlerden biridir. Ancak sevilmeyi beklemek yerine, önce sen sev!
  • Başkalarına yardım etmek, destek olmak ve onların hayatına dokunmak seni de iyileştirir.
  • Kendi dertlerine odaklanmak yerine, başkalarıyla ilgilenmek zihnini rahatlatır.
Panik Atak Geçiren Biri İçin Pratik Yöntemler
Panik atak sırasında, kişinin zihinden çıkıp bedenine odaklanması gerekir. İşte uygulanabilecek bazı teknikler:

1. Dikkati Duyulara Yönlendirmek:

  • Ellerini yıkamak, bir objeye dokunmak, koklamak, sakız çiğnemek gibi fiziksel aktiviteler, dikkatini zihinden uzaklaştırır.
  • Kendine küçük bir çimdik atmak bile dikkati bedene yönlendirerek atağı hafifletebilir.

2. Yüzeysel ve Sürekli Diyalog Kurmak:

  • Panik atak geçiren biriyle sürekli ve yüzeysel konular hakkında konuşmak rahatlatıcı olabilir.
  • Örneğin:
  • “Ortaokuldaki coğrafya öğretmeninin adı neydi?”
  • “En sevdiğin tatlı hangisi?”
  • “En son hangi filme gittin?”
  • Bu tür sorular, zihni meşgul ederek atağın şiddetini azaltabilir.

3.  Bedenle Temas:

  • Yumuşak dokunuşlar yerine, hafif masaj gibi bedene odaklanmayı sağlayan fiziksel temas rahatlatıcı olabilir.
  • Panik atak anında, sert ve belirgin bir dokunuş, kişinin tekrar bedenine odaklanmasına yardımcı olabilir.

Sonuç: Kendini Sevmek İlk Görevin

Bu hayata bir kez geliyoruz ve kendimizi sevmek en önemli görevimiz. Bunu başardığımızda, psikolojik yüklerimiz hafifler ve daha sağlıklı bir ruh haline kavuşabiliriz.

Unutma:

  • İletişimi güçlendir, paylaş, sev ve destek ol.
  • Hormon seviyelerini kontrol etmek için kan testlerini ihmal etme.
  • Hayat senin, ona sahip çık!
Calış ,calışma hayatı içinde bırlık olma güdüsü otomatık olarak vardır Bu nedenle iş hayatı içinde kendını dinleyıp kaygılanmak yerıne işe ve calışma arkadaslarına odaklanırsın Boşluk hissi yaşamaz bedensel veya zıhınsel yorgunluk bu rahatsızlıkları olan kişilere cok iyi gelir Spor gibidir Fayda sagladıgını bılmek bılgıyı paylasmak pozıtıfligi ve enerjıyı arttırır Ne üretırsen üret , ama Mutlaka ÜRET
Önceki Yazı

Sonraki Yazı

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir