
TÜRKIYE’DE BÜYÜK BIR YANLIŞ: “BIRAKIN ÇOCUĞUNUZ NE OKUMAK İSTIYORSA ONU OKUSUN”
Yıllardır çevreme, dostlarıma ve aileme anlatmaya çalıştığım bir gerçek var: Henüz 16-17 yaşında, hayat tecrübesi ve bilinç düzeyi tam olarak olgunlaşmamış gençlerin üniversite tercihlerini tamamen kendi haline bırakmak büyük bir hata. Bu gençler, üniversite tercihlerinde çoğunlukla rehberlikten yoksun kalıyor, bir bölüme giriyor, yıllarca okuyor ve mezun olduktan sonra iş arama sürecine giriyorlar. Ancak sonuç çoğu zaman hüsran oluyor. Çünkü iş bulamıyorlar ve kendi yetenek ve niteliklerine bakmaksızın, kuryelikten garsonluğa kadar her türlü işe razı olmak zorunda kalıyorlar.
Oysa ki bilinçli ve vizyoner anne-babalar, çocuklarını geleceğin mesleklerine yönlendirmelidir. Günümüzde ve gelecekte teknoloji, yapay zeka ve diğer yenilikler sayesinde ortaya çıkan yeni meslek dalları, geleneksel mesleklerin yerini alıyor. Robot yöneticiliğinden yapay zeka analistliğine kadar onlarca yeni alan var. Aynı şekilde birçok meslek de giderek önemini yitiriyor. Bu durum, ebeveynlere büyük bir sorumluluk yüklüyor: Çocuklarını, gelişen dünyaya uygun mesleklere yönlendirmek.
Bu bilinçle hareket eden anne-babalar, kendi bilgi ve tecrübelerinden faydalanarak ya da profesyonel bir danışmandan destek alarak çocuklarına rehberlik etmelidir. Çünkü bir çocuğa bırakılacak en büyük miras, ona doğru bir kariyer yolunda rehberlik etmektir.
Benim hayatımda bu rehberliği sağlayan babamdı. Rahmetli babam Orhan Gürel, lise ikinci sınıftan itibaren bana sürekli şunu aşılamıştı:
“Oğlum, mutlaka bir meslek sahibi olmalısın. Ama bu, sıradan bir meslek değil; pozitif veya sosyal bilimlerin temel aldığı güçlü bir meslek olmalı. Mühendislik, hukuk, doktorluk, veterinerlik, mali müşavirlik gibi saygın ve sağlam temelli mesleklerden birine yönelmelisin.”
Bu sözlerle beni yönlendirerek hukuk fakültesine gönderdi. Bana, hukukçu veya avukat olabileceğimi söyledi. Hukuk fakültesinde okurken bile geleceğe yönelik tavsiyeler vermekten geri durmadı. İkinci sınıftan itibaren, Türkiye’deki en saygın mesleklerden biri olan hesap uzmanlığına dikkatimi çekti. Kendisi eski bir baş hesap uzmanıydı ve bu mesleğin önemini her zaman vurgulardı. Beni sınavlara hazırlanmam için teşvik etti. Tam 18 ay boyunca çalıştım, 1500 kişi arasından sadece 7 kişi seçildi ve onlardan biri de bendim.
Babamın bu yönlendirmesi sayesinde, hem bir hukukçu hem de hesap uzmanı olarak çok başarılı bir kariyere sahip oldum. Maddi ve manevi anlamda tatmin edici bir hayat yaşadım. İşte, babamın bana yaptığı bu rehberliği, her anne-babanın çocuğuna yapması gerektiğini düşünüyorum.
Özetle, çocuklarınızı serbest bırakmak yerine, onları doğru bir şekilde yönlendirin. Geleceğin mesleklerine hazırlayın. Bu, onlara bırakacağınız en büyük mirastır.